3 Ocak 2011 Pazartesi

ASLINDA AVNİYLE...

ASLINDA…1.

Bir gece yarısı;
Kör bir ata binip gitmek var.
Bir rüzgarın ıslığına takılıp,
Uçmak gibi…
Aslın da;
Zil-zurna sarhoş olmak var.
Körkütük olana kadar;
İçmek gibi…

Aslın da;
Çulun dört pöçüğünü,
Suya vermek var.
Benden sonra Tufan derler ya.
Hangi korkular seni bağlayacak…
El-alem ne derse desin.
Bundan sonra arkandan,
Kim ağlayacak…

Şu trenler geç kalksın istiyorum.
Sağanak yağmurlar,
Körpe çiçeklere.
Yıldırımlar;
Körlerin değneklerine düşsün…
Ölüm bile üzülsün; vakitsizliklere.
Bülbüller;
Ölüm vakti ötüşsün…
Aslın da;
Bütün hayallerin belini kıracaksın.
Kemanların en ince tellerini de.
Beni de bunlar delirtiyor Avniciğim.
Bunlar uçuruyor Hindi-kuş Dağlarına.
Aslın da;
Öten horozun sesinin,
Resmini yapabilseydim Avni.
Belki; ikimiz de mutluluğu yakalayacaktık…
İki deli kol kola;
Yeni yürüyen çocuklar gibi.
Hayatı yalpalayacaktık…
Ne gereği varmış rüyaların.
Ne çok ta biriktirmişiz hasretleri.
Ben şimdi Çetinkaya’ da;
Bir posta trenindeyim.
Her yer karla kaplı,
İncecik bir dere,
Pırıl, pırıl bir su.
…ve ben çok susuzum…
İnsan posta treninin bile;
Dumanını özlermiş…
İnsan her şey güzelken bile;
En kötünün yolunu gözlermiş…

Aslın da;
Bu eski şarkıları dinlemeyeceksin.
Gökyüzünü bile hayal etmeyeceksin.
Yeniden bakacaksın…
Eskinin neyi varsa;
Bir çuvala doldurup,
Kör kuyularda yakacaksın…

Eskiden çember çevirmişiz de;
Ne olmuş yani.
Ne varmış şu eski bayramlarda,
Eski hediyelerde…
Neymiş bu eski dostlar hikayesi ?
Demek ki eskimişler, bitmişler.
Eski hikayeler de…
Aslında;
Bu gurbeti ne çok biriktirmişiz.
Eski paltoları boşa saklarmışız Avni.
Aslında öldürmek varmış,
Bütün hayalleri…
Sonra götürüp;
Ejder Tepesine gömmek varmış.
El ele;
İki Deli…
15 nisan’10.Mersin…