4 Ocak 2012 Çarşamba

şimdi ZARA da olmak vardı

ZARA…

Benim buğday yüzlü hayalim.
Deli Poyrazım, Çakırdikenim,
Kekiğim, Kevenim…
Toz bulutum, Kavurgam,
İlk göz ağrım.
Ben senin uzaktaki öksüz çoçuğun,
Ben seni bil cümle sevenim…

Karlı bir kış günü;
Şimdi Zara’da olmak vardı.
Ağılkapı’sında, Kızılırmak kıyısında;
Kar ne güzel yağar,
Bilmezsin…

Zemheri en çok Zara’ya yakışır.
Eğer ruhun Zaralıysa üşümezsin…

Bir bahar gecesinde,
Bir Nisan gecesinde,
Poşalar dan yukarı yürü.
Seni bütün bülbüller,
Öterek karşılar.

Bir gece İtöldüren şarabı alıp,
Bülbül dinlemeye gideceksin…
Zara’da yaşamadıysan,
Bu hüzünlü bülbül göçünü,
Nerden bileceksin…

Cümbüş en güzel Zara’da çalar.
Turnalar bilerek Zara’dan geçer.
İç geçirip,geçirip toprağı koklayınca,
İnan ki; ömrün uzar.

Hasret böyle bir şey,
Başka türlü anlatamazsın…
Boş koymazlar geç gelenleri;
Akşamları erkenden yatamazsın…

Bir Güvey hamamında,
Sabahın köründe;
Bir cümbüş hengamesi,
Bir KAREYSAR oyunu.
…göbek taşında,
Bir çilingir sofrası…

Karlı bir kış günü,
Bir Güvey hamamında,
Zara’da olmak vardı…
Şu gurbette ölenlere şaşarım.
Ne edip,ne edip,
Zara’da ölmek vardı…


Zara’yı özlemek, yar’i özlemek.
Zara ağır basar desem inan ki…
Şimdi Kösedağ’da bir öksüz pınar,
Ağlıyor, çağırıyor,
…biliyor sanki…

O eski konaklar, hepsi bir ibret.
Var olup, yok olan hayatlar varmış…
Yüreğimin bir köşesi yanıyor gördükçe.
Bence hepsinin adı Hüzün Konakları…

Hiç değilse bayramlarda gelseniz,
Gelseniz de görseniz beyler,
Ağlayan iç çeken,
Sizin konakları…


Sanki Hancı Yusuf çağırır seni;
“yeğenim atını buraya bağla…”
Sana serdengeçtileri anlatayım,
Bir çaputa sarıp,
Ziyarete astıkları umutlarını.
…bu günde içip, içip;
Bunlara ağla…

Her gece Zara’da ayrı bir mevsim,
Çakırkeyf, bozbulanık,
Hüzün de buna…
Keben’den Zara’ya bakıp ta ağla.
Zara’da kar, Zara’da kış,
Güzün de buna…
Bağ yok ki bozulsun, memleketimde.
Çatır ayazların yurdu gibidir…
Ne zaman başımı çevirsem O’na;
Ömrümün törpüsü, kurdu gibidir…

Beni eski mezarlıklara gömün.
Ölenlerin çoğu benim gibidir.
Kimin yanı, kimin üstü,
Yabancılık çekmem,
İnan fark etmez…

Zara sanki küser geç gelenlere,
Terk edenlere.
Bir garipler bir ölüler terk etmez